Anne ve babanın rızasıyla, çiftlerin kendi rıza ve iradeleriyle, Allah’ın emri Peygamberin kavliyle davul zurnayla evlilik gerçekleşiyor. Birkaç yıl içinde nur topu gibi çocukları oluyor. 10 sene sonra evin kapısına polis geliyor ve diyor ki, ‘çocuk istismarcılığından, cinsel istismardan ve tecavüzden tutuklusun.’ Devletin evlilik cüzdanı verdiği babayı, eşinin ve çocuklarının yanından alıp 10 sene hapse mahkûm ediyor. Çocukları da hesaba kattığınızda bu durumdan etkilenen tam 25 bin aile var.
İşte mağduriyetler tam da bu noktada başladı. Kanundan, yasadan haberi bile olmayan gençlerle, istismarcılar arasında ayrım yapılmaksızın, aynı gerekçelerle yargılama yapıldı.
Mağdur anneler ‘Resmi nikahlı eşlerimize tecavüzcü damgası vuruldu. Madem bu suçtu, neden resmi nikâh yapıldı?” diye soruyorlar. Konu; bıçak sırtı bir mevzu. Bu hususta yargı mercilerinin görevi mağdur olanla suçluyu ayırt etmektir.
YETKİLİLERE SESLENİYORUZ!
Bizim gayemiz sadece erken yaşta evlilik yapmış ailelerin ve çocukların mağduriyetini gidermek, tecavüzcüleri aklamak değil. Lütfen bir an önce genç evlendiği için hapis yatanların, serbest bırakılması için gerekli çalışmaları başlatınız.
Maksadımız, genç yaşta evlendiği için hakkında tecavüzcü hükmüyle 25 yıla kadar ceza verilen masum gençlerin, eşleri cezaevine girmiş. Küçücük çocuklarıyla ortada kalan, tek başına hayat mücadelesi veren kadınlarımızın ve yetim büyüyen çocuklarımızın sesi olabilmek, yaşanan bu ciddi mağduriyetleri sağduyulu yetkili mercilere iletebilmek, tekrar ilgili yasa ve maddelerin mercek altına alınmasını talep etmektir.
Genç evlilik mağduriyetinin bir an önce düzeltilmesi hukuki, vicdani ve ahlaki bir vazifedir. Bu düzeltme onlara bir lütuf değil, hak teslimidir. Bu uygulamadan dolayı onlardan hak helalliği talep edilmeli ve özür dilenilmelidir.
Mecliste ki milletvekillerine soruyoruz: Sizin kendi oğlunuz, sizin ve eşinizin rızasıyla ve yine oğlunuzun ve gelininizin rıza ve iradeleriyle davul zurnayla evlendiğini ve torunlarınızın olduğunu düşününüz. Oğlunuzun 8 yıl hapis yatmasına hem de gerçek tecavüzcülerle birlikte aynı koğuşta kalmasına razı olur muydunuz? Karısından, çocuklarından ve sizlerden ayrı, suçsuz yere en ağır cezadan gençliğini hapishanelerde çürütmesine razı olur muydunuz?
Yıllardır tecavüzcülerle aynı koğuşta kalan babaların psikolojileri bozuldu. Anneler ise çocuklarına tek başına bakmak zorunda kaldı. Bu zorlu süreçte evlatlarına bakmakta sıkıntı yaşayan anneler intihara kalkıştı bazıları hayatlarını kaybetti.
Acilen yapılması gereken şey, İstanbul Sözleşmesi’ni gerekçe gösteren ve maddi olarak AB’den finanse edilen aile düşmanı feminist derneklere kulak tıkayarak, mecliste gerekli yasal düzenlemeleri yaparak bu zulme son vermektir.
Celaleddin GÜL
Genel Başkan