5816 Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanun maddesi bir kısım çevrelerce istismar edilmekte, müftülerimiz ve din görevlilerimiz üzerinde "Demokles'in Kılıcı" gibi baskı unsuru olarak kullanılmaktadır.

Söz konusu kanun maddesi, Diyanet'in ve Din görevlilerimizin başında "Demokles'in Kılıcı" gibi tutularak Allah'ın ayetleri- Kur’an’ın hükümleri, vaaz kürsüleri ve minberlerde adeta sansürlenmek istenmektedir. Sesini kısık da olsa çıkaran olursa; "Fetöcü" yaftasında bulunularak sindirilmeye çalışılmaktadır.

Faiz ayeti okununca ‘sen ekonomist değilsin, işine bak’ deniyor. İçki-kumar ayeti okununca ‘benim zevkime karışma’ deniyor. Zina ayeti okununca ‘burası özgürlükler ülkesi karışma’ deniyor. Miras ayeti okununca ‘hangi çağda yaşıyoruz’ deniyor. İşte en son Ayasofya’da Bakara 114. Ayet okununca da ‘sen bu ayetle Atatürk’ü kastettin’ şeklinde zorlama yorumlarla baskı unsuru olarak kullanılmaktadır.

Bir kısım art niyetli çevreler Ayasofya imamlarına saldırmayı adeta eğlence haline getirdiler. Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Din görevlilerimiz, sosyal medya hesaplarından, yayın organlarından ve gazete paçavralarından pervasızca hakarete uğramakta ve iftiraya maruz kalmaktadırlar.

İşte bu yüzdendir ki; Mil-Diyanet Sen'in aylardır gündemden düşürmediği "MİNBER DOKUNULMAZLIĞI" ivedilikle yasalaşmalıdır. Minber Dokunulmazlığı ile okunan hutbeler yargının konusu yapılamayacaktır. Minber Dokunulmazlığı zamanında yasalaşmış olsaydı Prof. Dr. Ali ERBAŞ hocamızın Hacı Bayram-ı Veli camiinde okuduğu eşcinsellikle ilgili hutbe yargının konusu olamayacaktı ve suç duyurusunda bulunulamayacaktı.

02.06.2021

Celaleddin GÜL

Genel Başkan