01 Header

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

ANORMAL OLAN İSRAİL’LE NORMALLEŞMEYELİM

Manevi, İlkeli ve Liyakatli Mil-Diyanet Sen Genel Başkanı Celaleddin Gül’ün, terörist İsrail’in Gazze’ye saldırmasıyla ilgili yaptığı basın açıklamasıdır.

Gün geçmiyor ki Mescid-i Aksa'ya yönelik ya da Gazze’ye yeni bir saldırı haberi duymayalım. İsrail’in iğrenç yüzü her geçen gün daha da belirginleşmekte ama maalesef İslam dünyası hala vurdumduymazlık sergilemektedir. Siyonist İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik hain saldırılar tüm dünyanın gözü önünde devam ederken Siyonist İsrail, kadın çocuk dinlemeden Gazze Şeridi'ne 2 gün önce başlattığı saldırıda bilanço ağırlaşmaktadır.

ÜMMETİN SUSKUNLUĞU ŞIMARTMAKTADIR

Terör devleti İsrail, her geçen gün zulmünü artırmakta ve ümmetin suskunluğuyla adeta dalga geçmekte ve şımarmaktadır. Şehit Şeyh Ahmet Yasin’i şikayete kadar götüren de zaten ümmetin suskunluğu değil miydi: “Allah’ım! Ümmetin suskunluğunu sana şikâyet ediyorum! Allah’ım! Akıtılan kanlar, dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar, oğlunu yitirmiş anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsad edilmiş ekinler aşkına sana şikâyette bulunuyorum. Gücümün azlığını, imkânımın yetersizliğini ve insanlara karşı zaafımı sana şikayet ediyorum.”

HEPİMİZ SELAHADDİN OLMALIYIZ

Geçen yıl, İşgalci İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa’ya baskını sırasında hoparlörden “Ya Rabbi! Selahaddin nerede? Bize Selahaddin’ini gönder” diye bağıran Kudüs Müftüsünü hatırlıyoruz. Evet, Selahaddinleri çağıralım, arayalım ama sadece kınamaktan öteye gitmeyen ve her şeyi Allah’tan bekleyen Müslümanlar olmayalım. Ebabilleri göndermesini isteyen bizler ne yapıyoruz Allah’ın Ebabilleri göndermesi için. Hepimiz birer Selahaddin oluyor muyuz, Müslüman liderler Selahaddin oluyorlar mı? Somut bir adım atmadan yüce Allah’tan Ebabilleri göndermesini beklersek, gelir ama o Ebabiller, İsrail’i değil, herhalde bizi taşlarlar.

SÖYLEMİN EYLEME DÖNÜŞMESİ GEREKİR

İslam ülkeleri İsrail zulmünü izlemekle yetiniyor ve sadece kınamakla kalıyorlar. Bu durum öncelikli olarak kendimizi sorgulamamızı gerektiriyor. İslam dünyası olarak neler yapıyoruz? Ayağa kalkmadan ve kenetlenip yeryüzünde yeni bir denge oluşturmadan nasıl mücadele ederiz Siyonist ve haçlılarla? Birleşmiş Milletler’de göndere çekilen Filistin bayrağı ile mi teselli bulacağız? Bugün bize düşen el-Aksa’nın yasını tutmak mıdır, yoksa Kudüs’ün mirasına sahip çıkmak mıdır? Bugün, İslam dünyasının “Kudüs’ü korumak boynumuzun borcu” anlayışı ile hareket etmesi gerekiyor. Çünkü gerek Filistinli kardeşlerimizin gerek Filistin ve Mescid-i Aksa’nın korunması öncelikli olarak Müslümanların görevidir.  İsrail’in yıllardır yaptığı zulüm ve işgali hep beraber iyice kınasak ne yazar? Şiddeti artırılmış söylemlerin de faydası yoktur. Çünkü kınamalar akan kanı durdurmuyor, kıyım devam ediyor.  Dolayısıyla Kudüs ve Mescid-i Aksa bilinci olan her Müslüman’ın, slogandan öte Kudüs için elini taşın altına koyması gerekir.

KUDÜS’E ASKER GÖNDERİLMELİDİR

Terörist İsrail, Müslüman dünyanın darmadağın olması ve bir araya gelememesini fırsat bilerek ve bundan cesaret alarak kutsallarımıza saldırmaktadır. Müslümanlar, işgalcilere Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın Müslüman dünyanın ortak şehri ve tüm insanlığın ortak davası olduğunu bildirmelidir. Mescid-i Aksa bizim ilk kıblemizdir, orada Peygamberimizin (s.a.s) izi vardır, Mescid-i Aksa onurumuzdur, olmazsa olmazımızdır. İsrail şunu iyice bilmelidir ki, can verir, kan döker ve şehit oluncaya kadar müdafaa ederiz Mescid-i Aksa’yı. Tüm dünya için bir çıbanbaşı olan, huzuru bozan İsrail bilmelidir ki; yaptıkları yanına kar kalmayacak ve bir gece ansızın Mehmetçik gelerek, bu saldırıların karşılığını mutlaka verecektir. Bugün, gerektiğinde sınır ötesi harekat gerçekleştiren yöneticilerimiz artık harekete geçmeli ve İsrail’in anladığı dilden konuşmalıdır. Küstahça tüm kutsal değerlerimize saldırarak Filistinli Müslümanları ve tüm ümmeti çileden çıkaran İsrail, laftan değil, sadece güçten anlamaktadır. Bu yüzden İsrail’le yapılan anlaşmalar, yakınlaşmalar ve normalleşmeler onun zulmüne engel olmamaktadır. Müslüman Türkiye başta olmak üzere İslam dünyası İsrail’e gücünü göstermelidir.

KUDÜS’E NEDEN UZAK DÜŞTÜK?

Kudüs, onurumuz, namusumuz ve şiarımızdır. Derdimiz, davamız, dersimiz ve duamızdır Kudüs. Kudüs’teki “Mescid-i Aksa kırmızı çizgimizdir” diyorduk değil mi? Pekala, şimdi neden uzak düştük Mescid-i Aksa'ya? Yoğunlaştığımız görevlerimiizn arasında “Kudüs” var mı? Gündemimizde mi Kudüs, yoksa hep başkalarının gündeminde olmasını mı bekliyoruz? Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın gönül dünyamızda her daim olmamasından dolayı kusurlu olmuyor muyuz? Kudüs Allah'ın ayetlerinden bir ayet değil midir? Kudüs Mescid-i Aksa sadece Kudüslülerden mi sorulacak zannediyoruz? Sadece bir Filistin sorunu değil, tüm Müslüman dünyanın sorunudur Kudüs ve Mescid-i Aksa.

Bu vesileyle;

Mil-Diyanet Sen olarak, terör devleti ve katil İsrail’in saldırılarında şehit olan kardeşlerimize yüce Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Bizler, Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistinli kardeşlerimizin her daim yanında, anormal İsrail devletinin, terörünün ve işbirlikçilerinin karşısında durmaya devam edeceğiz.

Powered By aSa