01 Header

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

Sayın Basın mensupları,

Manevi İlkeli Liyakatli Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası Mil-Diyanet Sen’in Durmuş Fikri Sağlar ve SÖZCÜ Gazetesi hakkında yapacağımız suç duyurusu hakkındaki basın açıklamamıza hoş geldiniz.

Adımızda da geçtiği gibi Milli ve Manevi değerlere önem veren sendikamız, Temmuz 2019’da kurulduğunda “Önce Ahlâk ve Maneviyat” sloganıyla yola çıkmış ve 17 aydır aynı çizgide faaliyetlerini devam ettirmektedir.

Mil-Diyanet Sen olarak, her ne kadar faaliyet alanımız özelde Diyanet çalışanlarının problemleri olsa da toplumsal duyarlılık gerektiren konularda ve haksızlık karşısında susmayarak sesini gür çıkaran, hukukun gerektirdiğini yapan bir sendikayız.

İşte bunlardan biri; CHP Parti Meclisi Üyesi Durmuş Fikri Sağlar olayı.

Durmuş Fikri Sağlar, durup dururken bir televizyon kanalında başörtüsü konusunu yeniden kaşıdı ve “Türbanlı bir hâkimin karşısına çıktığım zaman adaleti yerine getireceği konusunda kuşkum var” şeklindeki talihsiz açıklamalarıyla başörtülü hâkimlerin adil karar veremeyeceğini söyledi ve bu ifadeleriyle 2020 yılının en faşist açıklamasını yapmış oldu. 

Durmuş Fikri Sağlar’ın sahip olduğu malum zihniyet, bu milletin başörtülü kızlarına ve hanımlarına 50 sene zulmetmiş, üniversitelerden, mahkemelerden, okullardan, TBMM’den… Kısaca tüm kamu kurumlarından kovmuş, ama bu aziz milletin aziz evlatları bu kadar zulme ve haksızlığa rağmen bir gün kalkıp ‘başı açık hakimlere güvenmiyorum’ ifadesini kullanmamıştır. 

Durmuş Fikri Sağlar, güya başörtüsü ve türbanın farklı şeyler olduğunu ifade ederek kelime oyunu oynamış ama aslında talihsiz açıklamalarıyla örtünmenin her türlüsüne karşı olduğunu gizlemeye çalışmış ve başörtüsü üzerinden toplumda ayrımcılık yaparak, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 122. Maddesine göre “Nefret ve Ayrımcılık” suçu işlemiştir 

Muhafazakâr seçmene “ben artık değiştim” diyen CHP suçüstü yakalanmıştır. CHP, karşılarındaki insanların düşündüklerini değil, duymak istedikleri şeyleri söylüyor ve bulundukları ortamın rengine bürünüyor.  

Buradan sözde kadın haklarını savunduğunu iddia eden, aslında kadınların masum duygularını istismar eden kadın derneklerine sesleniyorum: “Neredesiniz? Fikri Sağlar’a diyecek bir çift sözünüz yok mu? Siz hangi kadınların hakkını koruyor ve hangi düşünceye sahip kadınları koruyorsunuz?”

Kadına yönelik şiddeti önlemek için İstanbul Sözleşmesi’ni savunanlar, siz neredesiniz? Fikri Sağlar’ın, sırf inancından dolayı hakaret ettiği başörtülü hâkimin hakkını savunmayacak mısınız? Size göre o kadın değil mi, yoksa onun savunulacak bir hakkı yok mu? 

İstanbul Sözleşmesini eleştirdiği için Abdurrahman Dilipak’ı adeta linç kampanyasına tabi tutulan ve 81 ilde suç duyurusunda bulunan başörtülü kadınlar, siz neredesiniz? Fikri Sağlar’a diyeceğiniz bir çift kelamınız yok mu? Sayın Dilipak için koştuğunuz mahkeme kapılarına Fikri sağlar için de koşacak mısınız? 

Gelelim kimin sözcüsü olduğunu kestiremediğimiz SÖZCÜ Gazetesine…

Sözcü gazetesi, Sultan Fatih’in Vakfı olan ve 86 yıl sonra yeniden ibadete açılan Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin açılmasını “2020'de hatırlanmak istenmeyen, felaket ve gözyaşı” olarak nitelendirilen olayların arasında sayarak, aslında kimin sözcüsü olduğunu ve kime hizmet ettiğini göstermiştir.

83 milyonun ortak iradesi ile açılmış olan Ayasofya, sadece Müslüman milletimizin değil, tüm İslam alemini sevince boğmuştur. Ayasofya’nın açılmasıyla üzerimizdeki lanet kalkmıştır. İslam alemini sevindiren bu tarihi açılış, nasıl olur da felaket ve gözyaşı olarak hatırlanır. Olsa olsa Ayasofya’nın açılışını ancak Yunanistan 2020’nin felaketleri listesine alabilir. Hal böyleyken size ne oluyor, siz kime hizmet ediyorsunuz. Sahi! siz hangi milletin evladısınız?

SÖZCÜ’nün her fırsatta yalan, yanlış ve türlü bahanelerle milletimizin göz bebeği kurumu Diyanet’e, başkanına ve din görevlilerine attığı iftira ve karalamalar artık bardağı taşırmıştır. Bunların karşısında susmayacağız ve attığı iftira ve karalamalarda boğulması için Mil-Diyanet Sen, hukuki olarak ne gerekiyorsa gereğini yapacaktır. 

Cumhurbaşkanımızın dediği gibi ‘Ayasofya 2020 yılının taçlı yıldızı’ olmuştur." Merhum Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN’ın on yıllarca mitinglerinde haykırdığı ‘zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın’ hayali gerçekleşmiş, milletimizin aziz evlatları sevince boğulmuştur. 

Sendikamız, bir Diyanet sendikasıdır. Kuruma, onun saygın Başkanına ve onurlu din görevlilerine her zaman sahip çıkacaktır. Hacı Bayram ve Ayasofya Camii’nde Cuma hutbesi okuduğu için suç duyurusunda bulunularak itibarsızlaştırılmaya çalışılan DİB. Başkanına sahip çıkarak, gereken desteğini vermiş ve onu ve din görevlilerimizi yalnız bırakmamıştır. Bu durumun önüne geçmek için ‘Minber Dokunulmazlığı’ teklifini Türkiye’nin gündemine taşıyarak konu ile alakalı Sayın Cumhurbaşkanımıza ve TBMM Başkanına mektup yazılmıştır. 

Mil-Diyanet Sen olarak, toplumun ahlaki yapısını bozmak isteyen düşünce yapılarıyla daima mücadele edecek, kutsal ailemizi dağıtan ve imzalandığı günden beri 2 Milyon erkeği evinden uzaklaştıran, kadını yaşatmak değil; aksine daha çok öldüren İstanbul Sözleşmesi’nin iptali için her platformda gücümüz yettiğince çalışıyoruz. Müslüman aile yapımızı bozan TV dizileri ve filmlerin denetimi için Diyanet mutlaka RTÜK’te temsil edilmeli ve RTÜK bünyesinde “Ahlak Denetim Kurulu” kurulması için kamuoyu oluşturduk ve ilgili yerlere müracaat ettik. 

 Hepinizi Saygıyla Selamlıyorum. 04.01.2021

 

Celaleddin GÜL - Genel Başkan 

Powered By aSa